21 Ocak 2007

Tarihi Dayanak

İngiltere’de bir arkeoloji müzesi çalışanları, paha biçilmez bir heykeli yıllarca “bisikletlerini dayamak” amacıyla kullanmışlar.!!
İngiltere’nin Southampton kentinde bir arkeoloji müzesinin akılmaz cehalet örneği ortaya çıktı. Arkeologlar, Mısır Kralı Taharga’nın heykelinin, yüz yıllık gecikmeyle hemen burunlarının dibinde olduğunu fark etti. 2700 yıllık paha biçilmez eser, Tanrı’nın Evi Kulesi adlı arkeolojik müzenin bodrumunda, yıllardır çalışanların bisikletlerinin "dayanağı" olarak kullanılıyordu.
Yaklaşık bir metre boyundaki heykel, müzeyi ziyarete gelen iki eski Mısır uzmanı tarafından şans eseri keşfedildi. İki uzmanın haberdar ettiği British Museum’dan Mısır eserleri yetkilisi Vivian Davies, Londra’dan gelir gelmez bunun "İnanılmaz heyecan verici önemli bir parça olduğunu, heykelin M.Ö. 7. yüzyıla dayandığını" tespit etti. 3 bin yıl önce hüküm süren ve birçok tapınak yaptırmasıyla tanınan Kral Taharga’nın heykeli, bugünkü Sudan’da günyüzüne çıkartılmış olmalı. 25’inci hanedan krallarından Taharga, Asur Kralı’yla Mısır için savaşmış, İncil’de dahi adı geçen önemli bir şahsiyet.
Bu derece değerli ve ender bulunan eserin Southampton’a nasıl geldiğiyse meçhul. Müzenin kuratörü Karen Wardley, The Times gazetesine yaptığı açıklamada, "Kimsenin değeri hakkında fikri yoktu. Çok heyecanlandık. Müze çalışanları tarafından bisikletlerine dayanak olarak kullanılıyordu" dedi. Yıllarca hakettiği ilgiyi bulamayan eser şimdi, “gerekli güvenlik önlemleri” alındıktan sonra, müzenin sanat galerisinde sergilenecek.
---------------------------------------------------------------------------------------------
Bu haberi ilk okuduğumda çok şaşırdım. Bisiklet dayanağı olarak kullananlar müze görevlileri, yani öylesine sıradan insanlar değil. Kim bu müze görevlileri? Belli bir eğitimden geçmiş kişiler değil mi? Arkeolog, Sanat tarihçisi değil mi? Bize en başından öğretilen, bir arkeoloğun her zaman araştırmacı olma özelliğini korumasıydı.
Aslında buradaki olay bence bir tembellik, zihin tembelliği.. 'Çıkarılanları sergilerim, yeni bir şey beni heyecanlandırmaz, bunun için de uğraşamam' zihninin tembelliği.. Ya da 'nasılsa bulunacak olanlar bulunmuş, buralarda asla eser yoktur' diyen ön yargılı bir zihnin tembelliği..
Dediğim gibi bize ilk öğretilen araştırmak, aramaya inanmak, asla araştırmaktan vazgeçmemek.. Her gün yeni kültürlerin ortaya çıkarıldığı arkeolojik kazılarda, bulunan bir eserin tarihi değiştirecek olması heyecanını taşıyarak aramak..

Hiç yorum yok: